- delil göstermek
- to adduce proofs
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
İHTİCAC — (C.: İhticacat) Delil, vesika, şahit göstermek. Münâzaa ve mürâfaada hüccet ve delil göstermek. Bir mes elenin şüphesizliğini delillerle isbat etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DELALET — Delil olmak. Yol göstermek. Kılavuzluk. Doğru yolu bulmakta insanlara yardım etmek. * İşaret … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSBAT — Doğruyu delil göstererek meydana koymak. Delil ve şâhitle bir fikrin sıhhatını göstermek. İtiraf, ikrar ve tasdik etmek. * Sabit ve muhkem kılmak. * Bâki ve pâyidar eylemek. * Delil. Bürhan. Şâhit. (Bak: İman ı bil âhiret … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kurumsamak — yol göstermek, rehber ve delil, pezevenk … Çağatay Osmanlı Sözlük
FASL-I HİTÂB — İki söz arasını ayıran kelime veya isimlerden biri. Önsözden sonra asıl maksada giriş. * Fık: Şahitlerin gösterdiği delil veya yeminlerinden sonra hâkimin hükmetmesi. * Hakkı bâtıldan ayırarak, nizaı ayırt edip kesmek ve halletmek. Herşeyi kemal… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİNAD — Dayanma. Güvenme. * Sened veya delil söylemek, göstermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİŞHAD — Birisinin şâhidliğini istemek. Şâhid göstermek. Delil olarak ileri sürmek. * Şehid olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük